Merrick Ales'ın fotoğrafı
Her hafta size vakit geçirmeniz gerektiğini düşündüğümüz bir albümü tanıtıyoruz. Bu haftanın albümü Strand of Oaks’ün In Heaven.
Strand of Oaks, Tim Showalter ile hayatının evreleri boyunca gelişen bir projedir. En başından itibaren, onun müziğinin merkezinde bu yansımalar yer almıştır — dinleyiciler için bir şekilde dokunan ve ilişkilendirilebilen insan düşüncelerinin, duygularının ve deneyimlerinin bir derlemesi. Ancak, genelde onun albümleri, varoluşsal soruları işleyeceği bir tür çıkış noktası olmuştur; bu durum, önceki albümlerinde hem işitsel hem de sözsel olarak açıkça görülmektedir.
In Heaven, Showalter için hem kedisi hem de kayınvalidesi hayatını kaybettiği hassas bir dönemde ortaya çıkmıştır. Şarkıcı-söz yazarı için bu kayıp, hayatında birçok değişimi beraberinde getirmiştir. Pennsylvania'dan Texas'a taşınmış, ayıklığı bulmuş ve resim yapmayı bir hobi olarak edinmiştir. Elbette, grief onun albümünde var, ancak griefin sonundaki — o baştan aşağı değişimlerin — albümü bu kadar değerli ve Strand of Oaks olarak daha önce çalıştığı her şeyden farklı kılan şeydir.
Albüm, büyüleyici, yumuşak seslerle dolup taşıyor; akustik gitarın eşliğiyle sessizce ilerleyerek albümü In Heaven olarak adlandırmaya çok uygun hale getiriyor. Atmosferik anlarla dolu, her bir şarkıyı dinlemek huzur verici ve rahatlatıcı bir deneyim. Albümün yumuşak yönü, Showalter'ın kalp kırıklığına bakmanın ötesine geçip mutluluğu bulma seçeneğini tercih etmesiyle olgunluk da taşıyor.
“Horses At Night,” “Somewhere In Chicago” ve “Under Heaven” gibi başlıklar, yüksek ses dalgaları ya da güçlü ritimlerle tırmanmadan yüksek zirveler yakalarken, “Hurry,” “Carbon” ve “Sister Saturn” gibi şarkılar, yeni albümde gözleri çevirecek seslerde bir görkeme sahip. Bu yeni yayın aynı zamanda Showalter'ın 2014'teki Heal albümünden bu yana herhangi bir albümde ilk kez synth’leri eklediğini de görüyoruz. Benzer şekilde, Carl Broemel ve My Morning Jacket'tan Bo Koster, “Easter”da duyduğumuz James Iha ve prodüktör Kevin Ratterman gibi hem önceki hem de yeni işbirlikçileri yeniden ziyaret etmenin In Heaven'ın gelişiminde etkili olduğu görülüyor.
Bu yayın, Strand of Oaks hayranları için bir umut ve pozitiflik penceresi olarak karşılanmıştır ve müzikten rahatlık bulan herkes için bir ışık sunmaktadır. Showalter'ın vokallerinin sıcaklığı, soğuk bir cephe tarafından getirilen dondurucu bir soğuk sonrası pulsing bir ateş gibi yayılır. Hüzün sonrası bir tür rahatlama, In Heaven gerçekten de yeni bir sayfayı simgeliyor.
Jillian’ın köken hikayesi, 2000'lerin başlarındaki Eurodance melodilerine yapılan jam seanslarıyla başladı ve bu da onu şu anda bir EDM meraklısı olarak tanımlamasına neden oldu. Jillian, en sevdiği sanatçıları 15'ten fazla müzik festivaline ve sayısız konsere takip etti.